Hizmet Verilen Nüfus : | 1 milyon 441 bin 523 kişi |
Toplam Hizmet Alanı : | 17 bin 043 kilometrekare |
Abone Sayısı : |
670 bin Adet
|
Su Şebeke Uzunluğu : | 8 bin 309 km |
İsale Hattı Uzunluğu : | 895 km |
Su Kaynaklarının Verimi : | - |
Şehre Verilen Ortalama Su : | 370000 m³/gün |
İçme Suyu Arıtma Tesisleri Sayısı : | 0 |
İçme Suyu Arıtma Tesisleri Kapasitesi : | 0 |
Su Depolarının Sayısı : | 716 Adet |
Su Depolarının Hacmi : | 268.040 m³ |
Kanal Şebeke Uzunluğu : | 7 Bin 380 km |
Kolektör Uzunluğu : | - |
Tünel Uzunluğu : | 0 |
Atık Su Arıtma Tesisleri Sayısı : | 82 Adet |
Atık Su Arıtma Tesisleri Kapasitesi : | 198 bin 640 m³/gün |
Yağmursuyu Şebeke Uzunluğu : | 345 km |
Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KASKİ), Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere, Bakanlar Kurulunun 14/12/1989 tarih ve 89/14886 sayılı kararı ile kurulmuştur. Hizmet alanı Kayseri Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı ile sınırlı bulunan KASKİ, kentin yararlandığı ancak sınırlar dışında kalan su kaynaklarının korunmasına ilişkin çalışmaları da yürütmekle görevlidir. Kayseri Su ve Kanalizasyon idaresi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluştur. KASKİ, personeli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir.
GÖREV VE YETKİLERİ
KASKİ' nin görev ve yetkileri şunlardır:
İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan aboneler ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımlarını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltım yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her tür her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak yada kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
Bölge içerisindeki su kaynaklarının göl, akarsu kıyılarının ve yeraltı sularının kullanılmış sularla ve endüstri atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azaltılmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak,
Su ve Kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,
Her türlü taşınır ve taşınmaz malı satın almak, kiralamak ekonomik değeri kalmamış araç ve gereçleri satmak, KASKİ' nin hizmetleri ile ilgili tesisleri doğrudan doğruya yahut diğer kamu ve özel kuruluşlarla ortak olarak kurmak ve işletmek, bu maksatla kurulmuş veya kurulmakta olan tesislere iştirak etmek,
Kuruluş amacına dönük çalışmaların gerekli kılması halinde her türlü taşınmaz malı kamulaştırmak veya üzerinde kullanma hakları tesis etmek.
DÜNDEN BUGÜNE KAYSERİ VE SU
Bilinen tarihi, Milattan Önce 3000'li yıllara kadar inen Kayseri, zengin su kaynakları ve verimli toprakları ile uygarlıkların cazibe merkezi bir kent olmuş. Kıtalararası ticaretin ortaya çıktığı en eski dönemlerde, ticaret kolonilerinin hedefi haline gelen Kayseri'nin, bölgesel ticaretin kıtalararası ticaret dönüşmesindeki katkıları tarihe mal olmuş. Milattan Önceki dönemlerde Anadolu'da, doğu-batı arasında temel ticaret kavşağı konumundaki Kayseri, Milattan Sonraki dönemlerde ise İpekyolu'na damgasını vurmuş. Kanisti adıyla Hitit İmparatorluğu döneminde kurulan kent Persler döneminde Mazaka, Kapadokya Krallığı döneminde Evsebia, Romalıların istilasından sonra ise Kaissaraeia adını almış.
Kayseri'nin Milattan Sonra'ya denk gelen tarihinde de yine istilalar, yağmalar ve savaşlar var. Söz konusu dönemin başlangıcında ilk idareci topluluk Sasaniler olmuş. 251 yılında Sasani Hükümdarı Şahpur dönemini yaşayan Kayseri, sırasıyla Ermenilerin ve Malazgirt zaferinden önce de Türklerin eline geçmiş. Kayseri'nin Osmanlı egemenliğine geçişi 1399 yılına rastlar. Yıldırım Beyazıd ile Timur arasında yapılan savaşın sonunda kent Osmanlı'nın elinden çıkar ancak, bu çıkış uzun sürmez. Dulkadiroğulları Beyliği'nin kontrolünde bulunan Kayseri, Yavuz Sultan Selimin fethi ile bir daha ayrılmamak üzere Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanır. Önce Ankara Vilayeti'ne bağlı bir sancak olarak tarihteki yerini alan Kayseri, 2. Meşrutiyet döneminde bağımsız bir sancağa dönüştürülür. Kayseri, tarihinde savaşlarla bilinen zengin bir ticaret ve tarım kenti. İmparatorlukların egemenlik kavgalarında su zenginliğinin de etkili olduğu ifade edilmektedir. Erciyes Dağı'nın kuzeye doğru uzanan eteklerindeki ovada kurulan Kayseri, arazisinin volkanik yapısı nedeniyle su kaynakları bakımından fakir izlenimi verebilir, ancak gerçekte durum bunun tersidir. Kızılırmak'ın Karasu ve Delisu kolları ile Zamantı ırmaklarından sulanan Kayseri, yer altı sularınca da zengin bir kent. Kayseri'ye hayat veren sular arasında Pınarbaşı Suyu, Sarız Suyu, Yahyalı Suyu, Develi Çayı, Sarımsaklı Suyu da başı çeker. Pervane deresi, Göz deresi, Hisarcık Deresi ve Kesdoğan derelerinden de zengin sulara sahip olan Kayseri'de Sultan Sazlığı, Engir Gölü, Tuzhisar Gölü, İlbaşı Gölü, Çubuk Gölü, Sarı Göl ve Sazlık Gölü kente hayat verir.
Çeşmeler Zengini Bir Kent Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde suyundan söz ederken Turna gözünden daha berrak diye nitelendirdiği Kayseri şehri, adeta bir çeşmeler diyarı. 1948 yılında yapılan bir araştırmaya göre kentte 80'nin üzerinde kullanılabilir durumda çeşme var. Halk tarafından hayrat olarak yaptırılan çeşmelerin büyük bölümü bugün yıkılmış durumda. Kayseri'de çeşmeler altın devrini Osmanlılar zamanında yaşamış. Selçuklular döneminde başlayan ilk çeşme inşaaları Osmanlılar zamanında ve Cumhuriyet döneminde de sürmüş. Selçuklulardan günümüze çok az sayıda çeşme gelmiştir.